Arabuluculuk Korona Virüs (COVID-19) Salgınından Kaynaklanan Hukuki Uyuşmazlıkları Çözüme Kavuşturmada En Etkin Yöntem Olacak!
Yazan: Nil Özdemir | 31 Mart 2020

Korona Virüs (COVID-19) salgınının yayılma hızını azaltmak adına alınan tedbirler kapsamında; hukuki süreçler etkilenmiş, neredeyse tüm yasal süreler ile icra işlemleri durdurulmuş ve duruşmalar ertelenmiştir. Bunun yanı sıra; taraflar arasındaki sözleşmeler de salgın kapsamında zarar görmüş ve hatta ‘’mücbir sebep’’ konusuna yönelik tartışmalar yapılmaya başlanmıştır.

Tüm bu nedenlerle içinde olduğumuz salgın sürecinde, uyuşmazlık yaşayacak olan tarafların çoğu belli sebepler dolayısıyla mağdur olacaktır. Bu noktada ise; taraflara eşit ve bağımsız şekilde yaklaşan ve bunun yanı sıra tarafların menfaatine en uygun çözümü üretecek olan arabuluculuk yolu, hukuki uyuşmazlıklarınızı çözmenizde en etkili yöntem olacaktır.

1- Korona Virüs (COVID-19) Salgınından Etkilenen Sözleşmelerinizi Arabuluculuk Yolu İle Yeniden Yapılandırabilirsiniz

Korona virüs (COVID-19) salgını kapsamında alınan önlemler ile birlikte taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin bir kısmındaki edimlerin dengesinde değişiklik söz konusu olmuştur. Sözleşmeler akdedilirken öngörülemeyen fevkalade sebepler nedeniyle gerek iş dünyasında gerekse ticari ilişkilerde belirsizlik hakimdir. Özellikle bu kapsamda salgının yayılmasını azaltmak ve ekonomik sonuçları yönetebilmek adına önlemler alınmaya başlanmıştır. Bu süreçten; hukuki sözleşmeler de etkilenmektedir ve salgın kapsamında söz konusu olacak kayıpları hangi tarafın üstleneceği, sözleşmelerin akıbetinin ne olacağı ve bu kapsamda nasıl önlemler alınması gerektiği gibi sorular gün geçtikçe artmaktadır.

Bu süreci yaşarken; ‘’mücbir sebep’’ kavramı da tartışma konusu olmuştur ve sözleşmelerin bu noktadan değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği konusunda görüşler oluşmaya başlamıştır. Belirtmek isteriz ki hem öğretide hem de Yargıtay’ın ilke haline gelmiş kararlarında; deprem, sel, doğal afet ve salgın hastalıklar mücbir sebep olarak sayılmıştır. Ancak yasal düzenlemelerimizde mücbir sebep konusunda açık bir düzenleme söz konusu değildir; bu nedenle “işlem temelinin çökmesi” teorisi kapsamında Yargı Kararları da göz önüne alınarak her somut olayın dikkatli şekilde değerlendirilmesi gereklidir.

1.1. Korona Virüsü (COVID-19) Sebebiyle Ticari İlişkileriniz Zedelenmesin !

Ticari uyuşmazlıklarda ortaya çıkabilecek her türlü sorunda ve ticari ilişkilerinizin içeriğine dair değiştirmek veya düzenlemek istediğiniz hususlarda arabuluculuk yolu ile hızlı, ekonomik ve en önemlisi ticari ilişkilerinizi koruyacak bir çözüm yolu edinebilirsiniz.

Unutulmamalıdır ki; tarafların tacir sıfatı taşımadığı ama Türk Ticaret Kanun’u kapsamında düzenlenmesi sebebiyle ticari sayılan uyuşmazlıklar arabuluculuk yolu ile çözüme kavuşturulabilir. Bu bağlamda salgın sürecinde; banka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklarla, rekabet yasağı, yayım sözleşmesinden ve rehin karşılığı ödünçten kaynaklanan uyuşmazlıklarınızı da arabuluculuk yolu ile çözüme kavuşturabilirsiniz.

1.2. Arabuluculuk Yolu İle Hangi Uyuşmazlıkları Çözüme Götürebilirsiniz ?

Ülkemizde arabuluculuk yolunun sadece İş Hukuku ve Ticaret Hukukundan kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarda kullanılacağı düşüncesi hatalıdır. Arabuluculuk yolu ile; kira uyuşmazlıkları, bankacılık ve finans işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar, taşımacılık, paket tur sözleşmeleri ve sair tüketici uyuşmazlıkları, inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve sigorta şirketleri ile ilgili uyuşmazlıklar da güçlü bir koruma ile çözülebilir.

1.3. Arabuluculuk Yoluna Başvurmak İçin Geç Kalmış Sayılmazsınız !

Unutmayın ki; açmış olduğunuz ve duruşmaları ertelendiği için sonuçlanması gecikecek davalarınız söz konusu ise; arabuluculuk yoluna başvurmak için geç kalmış sayılmazsınız. Zira; dava içi arabuluculuk yoluna başvurmanız mümkündür.

Yine bu süreçte; tahsil etmeniz gereken bir alacağınız söz konusu ise; icra işlemlerinin durdurulması sebebiyle; yasal düzenlemeler neticesinde mayıs ayının başına kadar işlemlerinizi yapmanız söz konusu olamayacağı için arabuluculuk yolu ile her iki taraf da kazançlı çıkabilir.

2- Arabulucu Her İki Tarafın da Menfaatini Düşünür ve Uyuşmazlık Konusuna Tarafsız Şekilde Yaklaşır

Hatırlatmak isteriz ki; arabulucu her iki tarafa da eşit mesafede yaklaşır ve her iki tarafın da menfaatini düşünerek süreci en kısa zamanda bitirmeye odaklanır. Özellikle; hak çatışmalarının söz konusu olacağı salgın sürecinde, her iki tarafın da menfaatine çalışacak olan arabulucular vasıtasıyla zor durumda olan taraflar en kısa zamanda çözüme ulaşabileceklerdir.

3- Daha Az Maliyetle Daha Kısa Zamanda Çözüm!

Arabuluculuk, tahkim ve dava yolundan çok daha az maliyetle ve daha kısa bir sürede tarafların çözüme ulaşmasını sağlamaktadır. Salgın sürecinde ve sonrasında, ekonomik açıdan zarar görmüş olan tarafların, kısa bir sürede sonuca ulaşması psikolojik açıdan da destek sağlayacaktır.

4- Telekonferans ve Video Konferans Yolu İle Arabuluculuk

T.C. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen tavsiye kararı neticesinde; salgın sürecinde telekonferans ve video konferans yolu ile arabuluculuk söz konusu olabilecektir. Böylece, karantina önlemlerinin alındığı günümüzde de hak arayışlarınız devam edebilecek ve tarafların dijital ortamda bir araya gelmesi söz konusu olabilecektir.

5- Sonuç :

Özellikle Korona Virüs (COVID-19) salgını kapsamında alınan önlemler ile birlikte yukarıda saydığımız konulara ilişkin fazla sayıda hukuki uyuşmazlık söz konusu olacaktır. Bu noktada; salgın sürecinin bitmesi ve yasal sürelerin işlemeye başlamasıyla yargının yükü de bir hayli artacak olup hak kayıplarının önüne geçmek; uyuşmazlıkların kısa zamanda, çok daha az maliyetle, her iki tarafın da menfaatini koruyacak şekilde çözüme kavuşturulması amacıyla arabuluculuk yolunu düşünmeniz lehinize olacaktır.

Paylaş: