Sınırda Karbon Uyarlama Mekanizması’na Bir Adım Daha Yaklaşıldı
Yazan: Onur Ergün | 01 Temmuz 2022

İklim Değişikliği Yazı Dizimiz kapsamında önceki makalelerimizde de detaylı olarak değindiğimiz Avrupa Birliği (“AB”) uygulamalarına yönelik olarak, geçtiğimiz Çarşamba günü (22.06.2022) Avrupa Parlamentosu 2050 yılına kadar karbon net sıfır hedefi doğrultusunda üç önemli yasa tasarısını kabul etti: i) Yenilenmiş Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (“AB ETS”), ii) Sınırda Karbon Uyarlama Mekanizması (Carbon Border Adjusment Mechanism-CBAM”) ve iii) Sosyal İklim Fonu. Söz konusu yasal düzenlemeler geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Avrupa Komisyonu tarafından karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar %55 oranında azaltacak daha geniş bir paketin parçası olarak açıklanmıştı (“Fit For 55). Parlamento şimdi bu yasaların nihai şekli ve uygulanması konusunda AB hükümetleriyle müzakerelere başlayacak.

CBAM VE YENİ AB ETS SİSTEMİ

CBAM’ın Parlamento’da kabul edilmesiyle birlikte uygulanmasına geçilmesi yönünde önemli bir adım atılmış oldu. Karbon kaçağını azaltmak amacıyla getirilen ve AB tarafından 2026’da uygulamaya konması beklenen CBAM, AB ülkelerinden daha zayıf iklim politikalarına sahip, AB ETS'ye benzer rejimleri olmayan ülkelerden yapılacak ithalatlara uygulanacak sınırda karbon vergisini düzenlemektedir. Karar, Avrupa Komisyonu tarafından tahmin edilenden üç yıl önce geldi. İlk karbon vergisi Ocak 2023’ten itibaren Aralık 2026’ya kadar sürecek bir geçiş dönemi ile birlikte uygulanmaya başlayacak.

Daha geniş bir kapsamı olması ve daha hızlı uygulanması çağrısında bulunan Parlamento üyelerinin çoğunluğunun onayıyla kabul edilen CBAM’ın kapsamına, başlangıçta Komisyon tarafından önerilen petrol rafinerileri, demir, çelik, çimento, gübre sektörleri ile birlikte organik kimyasallar, plastikler, hidrojen, amonyak ve dolaylı emisyonlar (örneğin bu ürünlerin üretiminde kullanılan enerjiden kaynaklanan emisyonlar) da girecek.

Aynı zamanda merkezi bir CBAM otoritesi oluşturulacak ve AB, az gelişmiş ülkelerin karbon salınımını azaltma çabalarına, CBAM’dan elde edilen gelirlere eşdeğer bir miktarda mali destek sağlayacaktır.

Kabul edilen diğer bir yeni yasa tasarısına göre, 2005 yılından beri emisyon izinlerinin ticaretinin yapıldığı AB ETS pazarı, aşağıdaki hususları içerecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır:

  • Emisyon izinleri/ücretsiz tahsisatlar 2027 yılından başlayarak kademeli olarak kullanımdan kaldırılacak ve 2032 yılına kadar tamamen sonlandırılacaktır.
  • AB ETS artık deniz taşımacılığını da kapsayacak şekilde genişletilecek, binalar ve karayolu taşımacılığı için 1 Ocak 2024’te AB ETS-2 adında yeni bir sistem getirilecek, yalnızca ticari bina ve araçları kapsayacak sisteme 2029 yılından sonra vatandaşlar da dahil edilecektir.
  • 2030 yılına kadar karbon salınımını azaltma hedefi %61’den %63’e yükseltilmiştir.
  • 2025’ten itibaren karbon salınımını azaltma konusunda çaba gösterenler ek ücretsiz tahsisatlarla ödüllendirilecek, fazla emisyon üretenlerin, ücretsiz tahsisatlarının bir kısmını hatta tamamını kaybedeceği bir ödüllendirme ve cezalandırma sistemi (“bonus-malus system”) getirilecektir.
  • Elde edilen gelirler Avrupa’da ve üye ülkelerde yalnızca iklim eylemleri için kullanılacaktır.

Tarih olarak ciddi ölçüde öne çekilmiş ve uygulanmaya başlanması planlanan CBAM, önceki makalelerimizde de önemle altını çizdiğimiz üzere emisyon azaltımı ve sürdürülebilir projelere yapılan yatırımlar için önemli bir itici güç olmakla birlikte ihracatının çoğunu AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye’nin ve Türk şirketlerinin kesinlikle kayıtsız kalamayacağı bir gelişmedir. Bu sebeple geçtiğimiz Şubat ayında bizim de katılım sağladığımız, ilgili kamu ve özel sektör temsilcilerinin ve öğretim görevlilerinin katkılarıyla gerçekleşen İklim Şurası’nda alınan kararlar da dikkate alınarak İklim Değişikliği Kanun Tasarısı’nın ve bu tasarıda belirtilen Türkiye’de AB ile uyumlu piyasa temelli mekanizmaların, ilgili diğer mevzuat değişiklikleri ve düzenlemelerin ve iklim değişikliğine uyum eylemlerinin desteklenmesi için sağlanacak teşviklerin en kısa sürede hayat geçirilmesi ve bu son gelişmeler ışığı altında şirketlerin de hazırlıklarına hız vermesi kanaatimizce büyük önem taşımaktadır.

 

Paylaş: