Ödeme Emrine Karşı İtiraz Davaları Sonucu Hükmedilen Haksız Çıkma Zammı Uygulaması İptal Edildi!
Yazan: Gamze Telli | 16 Ağustos 2022

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (‘’6183 sayılı Kanun’’) 58. Maddesinin 5.fıkrasında yer alan ve “ödeme emrine karşı açılan davaların reddi halinde %10 haksız çıkma zammı tahsil edilmesini” öngören düzenlemenin, 02.08.2022 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 21.04.2022 tarihli 2021/119E., 2022/48K. Sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptaline karar verilmiştir.

İptale konu 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrası “İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir.” hükmünü amir olup söz konusu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından mülkiyet hakkı ile hak arama özgürlüğü bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.

ÖDEME EMRİ, ÖDEME EMRİNE İTİRAZ VE HAKSIZ ÇIKMA ZAMMI

Vadesi gelmiş kamu alacağının borçlusu tarafından ödenmemesi halinde, alacaklı kamu idaresi tarafından alacağının cebren tahsili amacıyla usulüne uygun bir ödeme emri düzenlenmektedir. Ödeme emri, kamu borçlusunun borcunun nedenini, borcun asıl ve ferilerinin miktar ve niteliğini, borcun hangi kamu idaresine ödenmesi gerektiğini ve süresinde ödeme yapılmaması veya mal bildiriminde bulunulmaması halinde kamu idaresi tarafından ilgili amme alacağının cebren tahsil edileceğini ihtar eden bir belge niteliğine haizdir. Kamu alacağının cebren tahsil edilebilmesi için de usulüne uygun düzenlenmiş olan ödeme emrinin kamu borçlusuna tebliğ edilmiş olması gerekmektedir.

6183 sayılı Kanun’un 58. Maddesi uyarınca ödeme emrini tebliğ alan kamu borçlusunun dava açma hakkı düzenlenmiş olup borçlunun ödeme emrine karşı 3 şekilde itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Tahsil aşamasına gelen kamu alacaklarına karşı dava açılabilmesi için kamu borçlusu tarafından birtakım gerekçeler ileri sürülmelidir. Buna göre kamu borçlusu; i) borcun bulunmadığı, ii) borcu kısmen ödediği veya iii) borcun zamanaşımına uğradığı itirazlarıyla birlikte tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde alacaklı olan kamu idaresinin işlerine bakan vergi mahkemesine itirazda bulunabilmektedir.

Haksız çıkma zammı, 6183 sayılı Kanun’un 1. Maddesi uyarınca fer’i nitelik taşıyan bir amme alacağı olup, mahkemelerin gereksiz yere meşgul edilmesini önleme amacıyla getirilmiş olan bir düzenlemedir. Haksız çıkma zammı düzenlemesinin diğer bir amacı ise borçluların kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz ederek kamu alacağının tahsilinin gecikmesini önlemekti.

Ancak ilgili düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 21.04.2022 tarihli 2021/119 E., 2022/48 K. sayılı kararıyla Anayasa’nın 2., 13., 35., 36. ve 125. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.

HAKSIZ ÇIKMA ZAMMININ ANAYASA AYKIRILIK HUSUSUNDA DEĞERLENDİRİLMESİ

6183 sayılı Kanun’un “İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir.” hükmünü amir 58/5 maddesinin Anayasa’ya aykırılık iddiasını değerlendiren Anayasa Mahkemesi, iptali talep edilen madde hükmünü Anayasa’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35.maddesi uyarınca da incelemiş olup, borca itiraz eden borçlunun bu itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkması durumunda itirazın reddedildiği kamu alacağının %10 zamla tahsil edileceğini öngören düzenlemenin borçlunun mal varlığında azalmaya sebep olması sebebiyle mülkiyet hakkına yönelik bir sınırlama oluşturduğunu ve itiraz konusu kuralın kanunilik şartını taşıdığını belirtmiştir. Mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla sınırlanabileceğini belirten Anayasa Mahkemesi, iptali istenen kural ile gereksiz yere dava açılmasını zorlaştırarak kamu alacağının tahsilinin sürüncemede bırakılmasının önlenmesi şeklindeki kamu yararının amaçlandığını değerlendirirken diğer bir yandan ise mülkiyet hakkına getirilen söz konusu sınırlamanın anayasal bağlamda meşru bir amaca dayanmasının yeterli olmadığını, ayrıca ölçülü de olması gerektiğini belirtmiştir.

Anayasa Mahkemesi 21.04.2022 tarihli kararının devamında; temel hak ve hürriyetlere yapılan müdahalenin ölçülü olması gerektiğini nazara alarak iptale konu düzenlemeyi ölçülülük ilkesinin üç alt ilkesi olan i) elverişlilik, ii) gereklilik ve iii) orantılılık yönünden inceleyerek haksız çıkma zammının üç ilke bakımından da Anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmıştır. Zira ödeme emrine karşı dava açılmasıyla tahsilat işlemlerinin durmadığı ve istisnai bir durum olarak yürütmenin durdurulması kararı verilse dahi vade tarihi ile ödeme tarihi arasında işleyecek olan gecikme zammı ile tahsilatın gecikmesinden kaynaklanan zararların karşılanmış olacağı göz önüne alındığında iptale konu kuralın, kamu alacağının tahsilinin sürüncemede bırakılmaması şeklindeki amacın gerçekleştirilmesi için elverişlilik ilkesine uygun olmadığına karar verilmiştir. İdari işlemin sebebini oluşturan tarh işlemine karşı açılan dava henüz kesinleşmeden de söz konusu tarhiyattan kaynaklanan kamu alacağı için ödeme emri düzenlenebileceği değerlendirildiğinde, ödeme emrine karşı dava açılmasının iptale konu %10 oranında haksız çıkma zammı ile önlenmeye çalışılmasının en son hukuki çare ve hakka en az müdahale teşkil eden araç olduğunu söylemenin güç olması sebebiyle gereklilik ölçütünün de karşılanmadığı belirtilmiştir. Son olarak, haksız çıkma zammının hesaplanması açısından bir üst sınır öngörülmediği, söz konusu kuralın mahkemelere ve hakime somut olayın özelliklerini değerlendirme imkanı sağlamadığı gibi takdir yetkisi de tanımadığı, bu durumun sonucunda da kamu borçlularının, kamu alacağına kıyasla önemli bir tutarda haksız çıkma zammı ödemek durumunda kalabilecekleri açısından ise, söz konusu düzenlemenin kamu borçluları üzerinde orantısız bir külfet oluşturduğunu değerlendirmiş ve iptale konu uygulamanın hem de mülkiyet hakkını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.

Söz konusu haksız çıkma zammı uygulamasının aynı zamanda hak arama özgürlüğünü de sınırladığını belirten Anayasa Mahkemesi, ilgili düzenlemenin yargı yoluna başvurmayı zorlaştırması ve caydırması anlamında da ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu değerlendirerek iptale konu düzenlemenin hak arama özgürlüğüne de aykırı olduğuna karar vererek 6183 sayılı Kanun’un “İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı %10 zamla tahsil edilir.” hükmünü amir m. 58/5 fıkrasının Anayasa’nın 13., 35. Ve 36. Maddelerine aykırı olması sebebiyle iptal etmiştir.  

SONUÇ

Sonuç itibariyle, Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda haksız çıkma zammının amacının, vadesinde ödenmeyen amme alacağının tahsilatını geciktirmek veya gereksiz yere ödeme emrine karşı açılan dava ile kamu alacağının tahsilat işlemlerini sürüncemede bırakmamak için kamu borçlularını caydırmanın amaçlandığı belirtilmiş ise de ilgili düzenlemenin temel hak ve özgürlükleri sınırlarken elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ilkelerini gözetmemesi sebebiyle iptaline karar verilmiş olup, söz konusu iptal kararı neticesinde artık kamu alacakları için gönderilen ödeme emirlerine karşı açılan davalarda haksız çıkan kamu borçlusu aleyhine %10 oranında haksız çıkma zammına hükmedilemeyecektir.  

Paylaş: