Kefalet, Borcun Ödenmemesinin Yaptırımı, İİK 150/c Şerhi, Ev Haczi, Karşı Vekalet Ücreti Gibi Temel Sorulara Cevaplar
Yazan: Ruhat Çelik | 02 Nisan 2021

1. Kefaletin geçerlilik koşulları nelerdir?

01.07.2012 tarihinde değişen 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu gereğince, kefil olunan AZAMİ MİKTARIN, KEFALET TARİHİNİN ve  “MÜTESELSİL KEFİL” ifadesinin kefil olan gerçek kişinin kendi el yazısı ile kefil olan tüzel kişi ise, temsilcisinin el yazısı ile yazılması şarttır.

2. Kefil olurken eşin rızası gerekir mi?

Evli gerçek bir kişi ile Kefalet Sözleşmesinin kurulmasından önce ve her halükarda en geç Kefalet Sözleşmesinin kurulması anında, kefilin eşinin yazılı rızasının alınması şarttır. Aksi takdirde kefalet geçersiz olacaktır. Eş muvafakatnamesi vekaleten alınmamalıdır.

Kefil yararına olan güvencelerin azalmasına sebep olan işlemlerde (Örneğin ipotek fekki, diğer kefil/lerin kefaletlerinin sona ermesi) ve kefalet limitinin artması halinde de eşin yazılı rızasının alınması gerekir.

3. Eş rızasının istisnası var mı?

Eş rızasına ilişkin düzenlemenin ticari hayatı sekteye uğratması sebebi ile “Ticari hayatın doğal akışını kolaylaştırmaya yönelik değişiklik” yapma gerekçesi ile kanunda değişikliğe gidilmiştir. Değişiklikle şirket sahibi, ortağı ve yöneticisi tarafından şirket ile ilgili verilecek kefaletler bakımından yeni düzenleme uyarınca eş rızası aranmamaktadır.

4. İİK 150/c şerhi nedir?

150/C şerhi, taşınmazın Icra Iflas kanunun 150/C maddesine göre ipotek alacağının paraya çevrilmesi işlemlerinin başlandığına ilişkin bir şerhdir. İcra müdürlüğü paraya çevirme işlemine başlayınca durumdan tapu sicil müdürlüğünü haberdar eder ve şerh işlenir. 150/c şerhi ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte işlenebilen bir şerhtir. Şerh sicile işlendikten sonra, gayrimenkulü icra takibinden sonra satın almış olanların Medeni Kanunun 1023. maddesine dayanarak iyi niyet iddiasında bulunmalarının önüne geçilmektedir.

5. Mahkeme kararı her yerden takibe konulur mu? Takip hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Mahkeme kararı ilamlı takibe konu olur.

  • İlamlı takiplerde yetki sorunu yoktur. Takibi Türkiye’nin her yerinden icraya koymanız mümkündür.
  • İlamlı takiplerde peşin harç yoktur. İlamı icraya koyarken yapacağınız masraf, başvuru harcı, vekalet suret harcı ve tebligat masrafından ibarettir.
  • Kural olarak kesinleşme şartı aranmaz. Ancak bir kısım ilamların icraya konulabilmesi için kesinleşmiş olması gerekmektedir.

6. İzaleyi Şuyu davası nedir?

İzaleyi şuyu ya da diğer adıyla ortaklığın giderilmesi davası, taşınmaza ortak mülkiyet olarak sahip olan hissedarların hisselerinin tamamının aynen taksim edilmesi veya mahkemece satılarak bedellerinin hissedarlar arasında payları nispetinde paylaştırıldığı  davadır. Mahkeme öncelikle ortaklığın giderilmesi istenen şeyin taksim edilebilir olup olmadığını inceler. Teknik bilirkişileri görevlendirir. Taşınmazın imar durumu, hisse ve hissedarların sayısı gibi etmenlere bakarak, paylaştırma sureti ile her bir paydaşa müstakil bir parça düşebilecekse, aynen taksim yoluna gidilir yoksa satışına karar verilir.

7. Borcunu ödemeyen hapse girer mi?

Anayasa’nın “suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. Madde hükmüne göre, “hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”

Yani sırf borcunu ödemediği gerekçesiyle hapis cezası verilmez. Ancak bu durumun istisnaları vardır. İcra ve İflas Kanunu’nun “Cezai hükümler” başlıklı 331 ve devamındaki maddelerinde cezalara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. nafaka borcu haricindeki borçlar açısından yalnızca borcun ödenmemesi ceza almaya yeterli değildir. Söz konusu suçlarda kötüniyetin varlığı da gerekmektedir. Ancak nafaka borcunda, “Nafaka borcunu ödememenin cezası” İİK m. 344’e göre 3 aya kadar tazyik hapsidir. Tazyik hapsinin uygulanmaya başlamasından sonra nafaka borçlusu borcunu öderse tahliye edilir. Ancak devam eden aylara ilişkin nafaka borcunu ödemeye her daim devam etmek zorundadır. Nafaka borcunu ödemeye devam etmezse yapılacak şikayet üzerine yeniden tazyik hapsi ile cezalandırılacaktır. Tazyik hapsi cezası CMK 2. maddesinde belirtilen “disiplin hapis cezası” olarak değerlendirilir. Bu nedenle tazyik hapsinin; seçenek yaptırımlara çevrilmesine, ön ödeme uygulanmasına, tekerrüre esas olmasına, şartla salıverilme hükümleri uygulanmasına ve ertelenmesine imkan bulunmamaktadır. Ayrıca adli sicil kaydına işlenme durumu da söz konusu olmayacaktır.

8. Peki basında sıklıkla borcu ödemediğinden hapse girmesinden bahsediliyor. Bu nedir?

Basında, “borcu yüzünden hapse düştü” şeklinde yapılan haberler, genellikle borcunu ödeyeceğini icrada taahhüt edip, taksitleri vaktinde ödememesinden dolayı alacaklı veya vekilinin şikayeti üzerine haklarında hapis cezasına hükmedilmesinden dolayıdır. Yani, borçluların hapis cezası almaları taahhüdün ihlali sebebiyledir.

9. Ev haczi kalktı mı?

Ev haczi kalkmamıştır ancak sınırlanmıştır. Yasa değişikliği öncesi haczedilebilen buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın gibi beyaz eşyaların haczi, lüzumlu ev eşyası olması sebebiyle haczi mümkün değildir. Ancak aynı eşyadan birden fazla eşya olması halinde değeri yüksek olan haczedilir.Bilgisayar ve televizyon bakımında ise değerinin fahiş olup olmamasına bakılmaktadır. Bilgisayar ve televizyonun  haczi değerinin fahiş olduğu durumlarda mümkün olabilecektir.

10. Karşı vekalet ücreti nedir?

Dava sonunda avukat davayı kazanmışsa, mahkemece davada haksız çıkan karşı tarafa yargılama gideri kapsamında vekalet ücreti ödeme yükümlülüğü yüklenir. Bu ücrete KTVÜ denir. Davayı kaybeden taraftan gerekirse icra kanalıyla tahsil edilir. Anayasa Mahkemesi, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir” hükmünün Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla açılan davayı reddetmiştir. Gerekçeli kararda; söz konusu hükmün, kanun önünde eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına, adalete erişim hakkına ve sözleşme hürriyetine aykırı olmadığı ifade edilmiştir.

Paylaş: