Şubat | Sürdürülebilirlik Bülteni
Yazan: Nihan Zeynep Aksan | 09 Şubat 2024

Avrupa Parlamentosu’nda Greenwashing (“Yeşil Aklama”) ve Yanıltıcı Ürün Bilgilerini Yasaklama Üzerine Nihai Oylama

Avrupa Parlamentosu, ürün etiketlerindeki yeşil aklama ve yanıltıcı çevresel iddiaları kısıtlamayı amaçlayan bir yönerge üzerine nihai oylamaya hazırlanıyor. Bu yönerge, “çevre dostu”, “doğal”, “biyolojik olarak parçalanabilir”, “iklimsel olarak nötr” veya “eko” gibi belirsiz ve doğrulanmamış çevresel iddiaları hedef alıyor.     

Yeni kurallar altında, sadece resmi sertifikasyon programları tarafından desteklenen veya kamu otoriteleri tarafından oluşturulacak sürdürülebilirlik etiketlerine izin ve ayrıca emisyon telafi programlarına dayalı olarak bir ürünün nötr, azaltılmış veya olumlu çevresel etkisine dair iddialarının kullanılması yasaklanmışı öngörülüyor.

Yönergenin bir diğer önemli yönü ürün dayanıklılığına odaklanmasıdır. Yeni kurallar, garanti bilgilerinde şeffaflığı artırmayı ve uzatılmış garantilere sahip ürünleri vurgulayan uyumlu bir etiket tanıtmayı amaçlıyor. Yönerge, ayrıca temelsiz dayanıklılık iddialarını yasaklamayı, tüketim mallarının erken değiştirilmesini engellemeyi ve onarılabilir olarak yanlış reklam yapılan ürünleri önlemeyi planlıyor. Bu hamle, AB'de daha dürüst ve çevreye karşı sorumlu pazarlama uygulamalarını sağlama yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Detaylı Bilgi İçin:
https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20240112IPR16772/meps-adopt-new-law-banning-greenwashing-and-misleading-product-information?utm_source=yesilbuyume.beehiiv.com&utm_medium=newsletter&utm_campaign=yesil-buyume-haftalik-bulten-85

Oxford Çalışması Uyarıyor: İklim Değişikliği Davalarının Gözardı Edilen Finansal Riskleri

Oxford Sürdürülebilir Hukuk Programı’nın “Science” dergisinde yayımlanan çalışmasında, yalnızca az sayıda yatırımcıların ve düzenleyicilerin iklimle ilgili finansal riskleri -özellikle iklim davalarının riskini- değerlendirmeye aldığını söylüyor. Küresel olarak 2,485 iklim davası açılmasına rağmen, finansal risk değerlendirmeleri genellikle iklim değişikliğinin hukuki boyutlarını göz ardı ediyor.

Çalışma iklim risklerini değerlendirmeye ilişkin mevcut çerçevelerde, hukuki risklerin yetersiz işlenmesini eleştiriyor ve daha kapsamlı bir değerlendirme için yeni bir çerçeve öneriyor. Bu çerçeve kapsamında, piyasa etki analizi ve karbonun sosyal maliyetinin dikkate alınması ile finansal, hukuki ve iklim bilimi perspektiflerinin bütünleştirilerek iklim değişikliğinin finansal risklerinin tam anlamıyla ele alınmasına vurgu yapılıyor.

Detaylı Bilgi İçin:
https://www.ox.ac.uk/news/2024-01-12-investors-are-flying-blind-risk-climate-lawsuits

Sera Gazı Emisyonlarının Değerlendirilmesinde GRI ve ISSB Standartları Uyumlaştırılıyor

GRI ve IFRS Vakfı tarafından yürütülen çalışmalar, sürdürülebilirlik raporlaması için çerçeve olan GRI ve ISSB standartlarının uyumlaştırılması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. İki standart arasında uyum sağlamak amacıyla geçtiğimiz günlerde yeni bir ortak analiz ve haritalama kaynağı yayımlandı. Söz konusu kaynak, özellikle sera gazı emisyonları konusunda GRI ve ISSB standartları arasında bir köprü kurmayı hedefliyor.  

Ocak 2024’te GRI ve IFRS Sustainability tarafından yayımlanan yazıda, bir şirketin hem GRI 305: Emisyonlar 2016 (“GRI 305”) hem de IFRS S2 İklimle İlgili Açıklamalar (“IFRS S2”) Standartlarına uygun olarak Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3 sera gazı (“GHG”) emisyonlarını ölçerken ve açıklarken göz önünde bulundurması gereken etkileşim alanları belirtilmektedir. Bu gelişme, sürdürülebilirlik raporlamasının daha standart ve uyumlu bir şekilde yapılmasını hedeflemektedir.

Detaylı Bilgi İçin:
https://www.ifrs.org/content/dam/ifrs/supporting-implementation/ifrs-s2/interoperability-considerations-for-ghg-emissions-when-applying-gri-standards-and-issb-standards.pdf?utm_source=yesilbuyume.beehiiv.com&utm_medium=newsletter&utm_campaign=yesil-buyume-haftalik-bulten-85

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’nin 60. Oturumu Türkiye'de Gerçekleşti

Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliğiyle ilgili bilimsel değerlendirme organı olan İklim Değişikliği Paneli’nin (“IPCC”) 60. oturumu, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Oturumda 120'den fazla ülkeden 300'ü aşkın delege, IPCC'nin yeni bilimsel çalışma yapısına karar verdi. Toplantıda, "7. Değerlendirme Raporu" için üç çalışma grubu kurulmasına ve bu grupların Fiziksel Bilim Temeli, Uyum ve Kırılganlık ve İklim Değişikliğinin Azaltılması konularında raporlar hazırlamasına karar verildi. Bu raporlar, 2029 sonunda yayınlanacak olan 7. Değerlendirme Raporu’nun Sentez Raporu'na temel oluşturacak.

IPCC Başkanı Jim Skea, küresel ısınmanın yüzyıl sonunda 3 dereceye ulaşabileceği ve enerji sektörünün iklim değişikliğiyle mücadelede öncelikli sorun olduğunu vurguladı. Ayrıca, delegeler, Karbondioksit Giderme Teknolojileri ve Karbon Yakalama Kullanımı ve Depolanması üzerine bir metodoloji raporu hazırlanması, 1994 IPCC teknik kılavuzunun revize edilmesi ve yeni gözlemci kuruluşların kabulü gibi konularda da kararlar aldı. IPCC, iklim değişikliği üzerine bilimsel bilgiler sağlayan değerlendirme ve özel raporlar hazırlama görevini sürdürüyor.

Detaylı Bilgi İçin:
https://iklim.gov.tr/huk-metlerarasi-iklim-degisikligi-panelinin-ipcc-60.-oturumu-turkiye-nin-ev-sahipliginde-16-19-ocak-tarihleri-arasinda-istanbul-da-gerceklesiyor-haber-4205

Avrupa Birliği, 30 Ocak’ta Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Yasasının Nihai Taslağını Yayınladı

Avrupa Birliği, 30 Ocak tarihinde Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Yasasının nihai taslağını yayınladı. Taslak, AB işletmelerine yönelik olarak çevresel, sosyal ve yönetişim standartları öngörerek yeni raporlama gereksinimi getiriyor. Özellikle iklim değişikliği ve şirketler ile tedarik zincirlerindeki insan haklarına yönelik olarak düzenlenen taslağın ilk baharda kabul edilmesi planlanıyor.  2027’den itibaren aşamalı şekilde yürürlüğe girecek olan CS3D (Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi), şirketlerin faaliyetlerinde, iştiraklerinde ve değer zincirlerinde olumsuz insan hakları ve çevresel etkileri tanımlamalarını, ele almalarını, önlemelerini ve hafifletmelerini gerektiriyor.

Direktif ayrıca büyük şirketlerin iş stratejilerini Paris Anlaşması’na uygun olarak küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama hedefiyle uyumlu hale getirmelerini zorunlu kılıyor. CS3D, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (“CSRD”) ile çalışacak şekilde tasarlanmış olup şirketlerin ciddiyet ve olasılık temelinde risk azaltımını önceliklendirmelerini gerektiren risk temelli bir yaklaşımı vurguluyor. Ayrıca Üye Devletler tarafından uyum düzenlemesi ve cezaları, olumsuz etkiler için sivil sorumluluk da dahil olmak üzere bir çerçeve sunuyor. CS3D, şirket büyüklüğüne ve sektör risk seviyesine göre uyum sürelerini belirlemekle birlikte belirli AB gelir eşiklerini karşılayan AB dışı şirketleri de kapsayacak şekilde genişletiyor.

Detaylı Bilgi İçin: https://www-forbes-com.cdn.ampproject.org/c/s/www.forbes.com/sites/jonmcgowan/2024/01/31/eu-releases-final-draft-of-corporate-sustainability-due-diligence-law/amp/

2023/24 Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Raporu Yayınlandı

2023/24 Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Raporu, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (“SDSN”) ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (“EESC”) iş birliğinde hazırlandı. Rapor, Avrupa Birliği'nin sürdürülebilir kalkınma alanında liderliğini güçlendirmeyi hedefleyerek, 2024 yılında yapılacak AB seçimleri ve BM Gelecek Zirvesi öncesinde kritik öneme sahip konuları ele alıyor.

Vurgulanan ana noktalar arasında; siyasi partiler, bireyler, sivil toplum ve kurumların Avrupa demokrasisi, sosyal uyumu ve küresel refahı artırmadaki tarihi sorumlulukları yer alıyor. Bunların yanı sıra, 2030'a kadar geri dönüşü olmayan çevresel ve sosyal kırılmalardan kaçınmak için alınması gereken etkili eylemler ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin küresel kalkınma için ortak bir gündem olarak önemli olduğu da vurgulanıyor.  

Rapor AB’nin sürdürülebilir gıda sistemleri, iklim değişikliği ve sorumlu üretimle ilgili Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ilerleme kaydettiğini ancak daha fazla çaba gerektiğini belirtiyor. Önerilen on öncelikli eylem arasında sosyal kırılma noktalarıyla başa çıkmak, 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak, yerel ve bölgesel yönetimleri dahil etmek ve finansal yapıyı reforme etmek yer alıyor.  

Detaylı Bilgi İçin: https://eu-dashboards.sdgindex.org/

Avrupa’da Çevre Dostu Taşımacılık Dönemi Başlıyor

Avrupa Birliği 2030 yılından itibaren pazara sunulacak olan kamyon, otobüs, beton mikserleri ve farklı ağır vasıta tipi araçlar için %90 karbondioksit emisyon azaltımı hedefleri belirlediğini açıkladı. Söz konusu hedefler 2030’dan başlayacak şekilde, 2035 ve 2040 yılları için açıklanmış olup 2040 yılında karayolu taşımacılığında sıfır emisyona ulaşmayı öngörüyor.

Hedefler, yenilikçi sıfır emisyon teknolojilerine olan yatırımın artmasını ve yakıt ikmali altyapısının geliştirilmesini ve genişletilmesine yönelik olarak özellikle üreticiler için önem arz ediyor. Söz konusu hedefleri içeren mevzuatın Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi onayı ile yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Detaylı Bilgi İçin:
https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport/road-transport-reducing-co2-emissions-vehicles/reducing-co2-emissions-heavy-duty-vehicles_en

Samsun’da Toplu Taşımada Yeşil Devrim

2022 yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi bir ilke öncülük etti. Toplu taşımada karbon emisyonunu azaltmak ve tasarruf sağlamak amacıyla Türkiye’de bir ilki teşkil eden yazılım ve tasarımı yüzde yüz yerli olan “hızlı şarj özelliğine sahip lityum pilli elektrikli otobüslerin” kullanımına başlandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteği ile Samsun’da söz konusu proje hayata geçirildi. 10 dakika şarj edilmekle yaklaşık 80 kilometre yol gidebilen otobüsler, hizmet ettikleri 16 ayda 4 milyon 45 bin yolcu taşıdı ve 1770 ton karbondioksitin açığa çıkmasına engel oldu. Çevre dostu elektrikli otobüsler ile daha birçok ilimizde konforlu ulaşım imkânı sağlanmasının artması hedefleniyor.  

Detaylı Bilgi İçin:
https://samsun.bel.tr/proje/elektrikli-otobus

Bakanlık Enerji Verimliliği Stratejisini Açıkladı

T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 14.01.2024 tarafından “Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve 2. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı” yayımlandı. Söz konusu plan, Türkiye’nin 2030 yılına kadar izleyeceği enerji verimliliği ile ilgili stratejik bakış açısını içeriyor. Planda 10 stratejik amaç ve 23 hedef belirlenmiş olup bunlar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla başına tüketilen enerji miktarının baz alınan 2023 yılına göre azaltılmasını ve enerji tasarrufu sağlanması amacına hizmet ediyor.

Söz konusu planın uygulanmasıyla 2030 yılına kadar enerji tüketiminde %16 azalma ve 100 milyon ton emisyon azaltımı olması hedefleniyor. Bu hedeflere ulaşabilmek adın ilişkili alanlarda faaliyet gösteren firmaların da desteklenmesinin yanı sıra kamu ve özel sektör için 20 milyar dolarlık enerji verimliliği yatırımı yapılması planlanıyor. Söz konusu yatırımlar sayesinde 2040 yılına kadar 46 milyar dolar değerinde enerji tasarrufu sağlanması bekleniyor.

Detaylı Bilgi İçin: https://enerji.gov.tr/Media/Dizin/BHIM/tr/Duyurular//T%C3%BCrkiyeninEnerjiVerimlili%C4%9Fi2030StratejisiveIIUlusalEnerjiVerimlili%C4%9FiEylemPlan%C4%B1_202401161407.pdf

Küresel Risklere ilişkin Dünya Ekonomi Formu Raporu yayımlandı.

Dünya Ekonomik Formu (“WEF”) tarafından 1500 uzmanın analizi ile “Küresel Riskler Algı Araştırması 2024” Raporu yayımlandı. Söz konusu raporda kısa ve uzun vadede karşı karşıya gelinmesi muhtemel 10 küresel risk açıklandı.

Kısa vadeli öngörülerde önümüzdeki 2 yıl boyunca en büyük küresel riskin, yanlış bilgi ve dezenformasyon olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca ilk sıralarda aşırı hava olayları sorunu yer alırken onu toplumsal kutuplaşma, siber güvenliği sorunları, devletler arası silahlı çatışmalar, ekonomik fırsat eksiklikleri, enflasyon, göç, ekonomik kriz ve kirlilik problemleri izliyor.

Uzun vadeli öngörülerde ise dezenformasyon küresel risklerin ilk beşi arasında olup onu dünya sistemlerinde kritik değişiklik beklentisi, küresel ısınma, ekosistemin çöküşü ve biyoçeşitliliğin kaybı, doğal kaynak kıtlıkları, iklim değişiklikleri ve problemlerinin ardından yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları izliyor.

Detaylı Bilgi İçin: https://www.weforum.org/publications/global-risks-report-2024/

Paylaş: